Yazar arşivleri:

Kamu İhale Kurulu Kararı

Genel itibari ile uzun süreli olan yapım işlerinde yüklenici firma tarafından gerçekleştirilen imalatların bedelleri sözleşmede belirtilen süreler içinde geçici hakediş evrakları ile ödenir. Geçici hakedişlerin ödeme süreç ve yöntemlerine ilişkin detaylar yapım işleri genel şartnamesinin 39’uncu maddesi ile hizmet alımları genel şartnamesinin 42’nci maddelerinde düzenlenmiştir.

Yüklenicinin yaptığı işler ile ihzarattan doğan alacakları, sözleşme hükümleri uyarınca kesin ödeme niteliğinde olmamak ve kazanılmış hak sayılmamak üzere geçici hakediş raporları ile ödenir. Geçici hakedişler kamu ihale sözleşmeleri gereğince yürütülen işlerde yüklenicinin işi ifası sırasında yaptığı işlere karşılık olarak imalatların bedellerinin ödenmesi için düzenlenen raporlardır.

Genel şartname hükümlerine göre, yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olması durumunda, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerçekleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun “idareye verilen ……..tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılırdı.

Yapım işleri ve hizmet alımı ihalelerinde hakediş raporlarına “ihtirazı kayıt” uygulamasını düzenleyen genel şartname hükmü Danıştay 13. dairesinin; 06.06.2023 tarih ve E:2023/404, K:2023/2398 sayılı ve 06.06.2023 tarih ve E:2023/403, K:2023/289 sayılı kararları ile iptal edilmiştir.

Danıştay 13. dairesi tarafından alınan bu kararlar neticesinde Kamu ihale Kurumu tarafından yapım ve hizmet alım ihalelerinde geçici hakediş raporlarına itiraz edebilmek için hakediş raporuna ihtirazı kayıt yapma zorunluluğunun kaldırıldığına ilişkin “2023/DK.D-210” ve “2023/DK.D-208” nolu düzenleyici kurul kararları yayınlanmıştır. Okumaya devam et

Davacı Vekilinin Ön İnceleme Aşamasından Sonra Sunmuş Olduğu Dilekçesi ile Talep Ettiği Maddi ve Manevi Tazminat ile Yoksulluk Nafakası İddianın Genişletilmesi Niteliğinde Olduğu

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E.2017/2-1288 K. 2020/143 T. 13.2.2020

ÖZET: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasıdır. Davacının dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığı, cevaba cevap dilekçesinde de bu taleplere yönelik bir isteminin olmadığı, davacı vekilinin ön inceleme duruşmasından sonra, tahkikat duruşmasından önce sunmuş olduğu dilekçesinde; nafaka ve tazminata hükmedilmesini talep ettiği görülmektedir. Davacı vekili tarafından sunulan ilgili dilekçede yer alan boşanmanın ferilerine yönelik taleplere davalı tarafından açık bir muvafakat verilmediği gibi anılan dilekçenin açıkça ıslah dilekçesi olduğuna dair bir iddia ve bu konuda bir talep de bulunmamaktadır.

İddia veya savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının istisnası olan ıslah, iddia veya savunmayı tamamen ya da kısmen değiştirmenin aracıdır ve yenilik doğurucu bir hak olduğu içindir ki açık ve net olmalıdır. Davacı vekilinin ön inceleme aşamasından sonra sunmuş olduğu dilekçesi ile talep ettiği maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası iddianın genişletilmesi niteliğindedir.

Açıklanan sebeplerle, davacının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilecek yerde esasa ilişkin hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup direnme kararı bozulmalıdır.

Okumaya devam et

Bu yazı Genel kategorisine tarihinde tarafından gönderildi.

Birden Fazla Dosyanın Duruşmasının Aynı Saate Bırakılarak Tarafların Aynı Anda Hazır Olmasını Bekleyerek, Adeta Tetikte Tutmak Adil Yargılanma Hakkına Aykırı

T.C YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E. 2017/13- 676 K. 2019/1415 T.19.12.2019

ÖZETİ: “…Yukarıda açıklandığı üzere mahkemelerce birden fazla dosyanın duruşmasının aynı saate bırakılarak tarafların aynı anda hazır olmasını bekleyerek, adeta tetikte tutmak adil yargılanma hakkına aykırı olduğu gibi davayı takip edenlerin tereddüde düşürülmesi sonucu belirsizliğe itilmesi kabul edilemez. Bu durum mahkeme divanhanesinde yazılı uygulama açıklaması ile de çelişecek, yanılan taraf yönünden hak kaybına yol açacaktır.

Nitekim Özel Daire kararında da aynı hususa işaret edilmiştir. Ne var ki; Özel Dairece davalı H. Türkiye A.Ş. vekilinin mazeret dilekçesinin davayı takip iradesi taşıdığı yönünde yorumlanması; davanın devam etmesi aleyhine olan davalının, davacının duruşmaya katılıp katılmayacağını bilmeksizin sadece kendi mazereti nedeniyle yeni duruşma günü ve yapılan işlemlerden haberdar olmak amacıyla verdiği dilekçeye, kanun koyucunun aradığı davayı takip edecekleri yönünde açık irade beyanı vasfı vermek olur ki bu durumun kanunun amacına uygun düşmeyeceği tartışmasızdır.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde direnme kararının Özel Daire bozma kararında belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde bozulması gerektiği yönünde ileri sürülen görüş, açıklanan nedenle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

Sonuç itibariyle direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekir…”

NOT: DAVACI YARGILAMA SÜRECİ BOYUNCA VEKİL AV. DERYA BAYKAN TARAFINDAN TEMSİL EDİLMİŞTİR. 

Okumaya devam et

Bu yazı Genel kategorisine tarihinde tarafından gönderildi.

Tüketicinin Özgün Eğitim Almadığı Döneme Ait Ücretin İadesi

KAYSERİ İL TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ

Karar No: 201320200000216 – Karar Tarihi: 09.09/.2020

ÖZETİ: Şikayet edilen özel eğitim kurumunun yapmış olduğu savunmada belirttiği uzaktan eğitim yapılması, şikayet konusu sözleşmede özel eğitim kurumunun edimi olarak belirtilmemiştir. Yapılan uzaktan eğitim işlemi başka bir sözleşmenin konusu olup şikayet konusu sözleşmedeki edim olarak kabul edilemez. Ayrıca sözleşmenin tarafı olan tüketiciye, uzaktan eğitim için gerekli araç ve gereçler sağlanmamış olup, bu hali ile birebir eğitim ile uzaktan eğitimin aynı verimi ve karşılığı sağlayıp sağlamayacağı konusunda netlik bulunmamaktadır. Sözleşmenin taraf olan şikayetçi tüketicinin de uzaktan eğitim ile sözleşmenin tamamlanması konusunda onayı yoktur. Söz konusu sözleşmede tüketicinin ifasını peşin olarak yapmış olması ve taraflar arasındaki sözleşmede olağanüstü durumlarda sözleşmenin uyarlanması konusunda bir hüküm bulunmamaktadır. COVID-19 hastalığı nedeniyle ülkemiz genelinde oluşan pandemi nedeniyle özgün eğitim 16.03.2020 – 19.06.2020 tarihleri arasında yapılamamıştır. Bu nedenle 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumlan kanunu ve ilgili yönetmelik gereğince, tüketicinin özgün eğitim almadığı döneme ait ücretin iadesi gerekmektedir. Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı tüketicinin talebinin kısmen kabul edilerek okula gidilmeyen süreye tekabül eden 1.579,20 TL bedelin tüketiciye iadesi gerekmiştir.  Okumaya devam et

Bu yazı Genel kategorisine tarihinde tarafından gönderildi.