T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/6699, K. 2018/12208 , T. 31.10.2018
ÖZET: Bu durumda dosyada toplanan tüm deliller bir kül halinde değerlendirildiğinde, davalı kadının vesayet altına alınmasını gerektirecek bir rahatsızlığının olup olmadığının tekrardan araştırılması gerekmiştir. O halde mahkemece, davalı kadın adına olan tüm tedavi kayıtları ile birlikte eldeki dava dosyası, alınan tüm sağlık kurul raporları hep birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, Adli Tıp Genel Kurulundan görüş alınmak suretiyle oluşacak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davada, davalı kadının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmıştır. Bu nedenle, mahkemece verilen 18.06.2015 tarihli ilk hüküm Dairemizin 2015/20823 esas, 2016/14321 karar sayılı ilamı ile “davalı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması, taraf ve dava ehliyeti yönünden bu durumun ön sorun sayılarak yargılamanın bekletilmesi” gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davalı kadın hakkında aldırılan … Devlet Hastanesinin 23.02.2017 tarih ve 11.41 numaralı sağlık kurulu raporunda “hastanın yaklaşık 18 yıldır bipolar affektif bozukluk tanısı ile takip ve tedavisinin devam ettiği, zaman zaman yatışlarının olduğu, bu hastalığın ataklarla seyreden kronik bir hastalık olup, hastalığın atak dönemlerinde hastaya kısa süreli vasi tayini gerekebileceği, hastanın şu an hastalığın aktif döneminde olmayıp kısmi remisyon halinin sürdüğü, mevcut hali ile hastaya vasi atanmasının gerekmediği, mahkemece dinlenilmesinde fayda bulunduğu” yönünde görüş mütalaa edilmiş, bunun üzerine mahkemece yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce doğrudan doğruya (resen) gözönünde tutulur. Her ne kadar mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada … Devlet Hastanesinden davalı hakkında vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğine yönelik kurul raporu aldırılmış ise de raporda da belirtildiği üzere kadının çok uzun süredir kronik bipolar affektif bozukluk hastası olduğu, zaman zaman yatarak da tedavilerinin devam ettiği ve atak dönemlerinde vasi tayini gerekebileceği yönündeki mütalaalar da dikkate alındığında bahsi geçen kurul raporunun davalı kadının fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda dosyada toplanan tüm deliller bir kül halinde değerlendirildiğinde, davalı kadının vesayet altına alınmasını gerektirecek bir rahatsızlığının olup olmadığının tekrardan araştırılması gerekmiştir. O halde mahkemece, davalı kadın adına olan tüm tedavi kayıtları ile birlikte eldeki dava dosyası, alınan tüm sağlık kurul raporları hep birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, Adli Tıp Genel Kurulundan görüş alınmak suretiyle oluşacak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer bölümlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.31.10.2018 (Çrş.)
KAYNAK: www.kazancı.com