Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası’nın 58. maddesi gereğince; “…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur.” ( TBK .69. maddesi ).
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluklar da gerçekleşmiş olacağından; bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
2015/15065, K. 2015/16782
27.10.2015
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat (kusursuz sorumluluktan kaynaklanan) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı M.. O.. ve davalı T.. M.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dilekçesinde; Muğla ili, ……. ilçesi, ……….. köyü, ………. mevkiinde ………. ve ……… numaralı bölmelerde 25.06.2005 tarihinde yangın çıktığını, Kıyıkışlacık Jandarma Komutanlığı’nca yangının nedeni ve çıkış noktasına dair yapılan araştırmada yangının …….. Sitesi, ……….. Sitesi ve ……….. Sitesi civarında bulunan çamlık ve makilik arazinin çevresinden geçen elektrik direklerinden çıktığının tespit edildiğini, Jandarma Komutanlığınca tutulan olay yeri tespit tutanağında, ………. sitesinde ikamet eden A. T. 27.10.2015n’a ait evin önünde bulunan site çevre duvarının yakınındaki elektrik direğine bağlı telde ek bulunduğu, bu ekin rüzgarın etkisiyle birbirine çarparak ark yaptığı, telin birinin bu ark sebebiyle inceldiği, telde siyahlık oluştuğu, ark sonucu düşen kıvılcımların telin alt kısmında bulunan kuru otları yaktığı, yangının rüzgarın hızlı esmesi sonucu güneye doğru hızla yayıldığı, yangın sonucu 15 hektarlık alanın yandığı, bu yanan alan içinde orman arazisi ve birçok ziraat arazisi sahibi olduğunun belirtildiği, hasar raporunda belirtildiği üzere toplam 180.160,43 YTL orman idaresi zararının oluştuğunu, olay sebebiyle TEDAŞ Milas İşletme Müdürü M.. O.. hakkında Milas 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2005/870 E. ile dava açıldığını belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak yangın sebebiyle orman idaresinin uğradığı 124.090,43 YTL tazminat, 56.070,00 YTL ağaçlandırma gideri olmak üzere toplam 180.160,43 YTL orman idaresi zararının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar M.. O.., T.. M.. ve TEDAŞ Muğla Müessese Müdürlüğü’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.. M.. vekili cevap dilekçesinde; Muğla İl Müdürlüğü’nün tüzel kişiliği bulunmadığını ve davaya konu olayın meydana geldiği yerin ………. EDAŞ’ın faaliyet alanına girdiğinden davanın da ……… EDAŞ aleyhine açılması ve davalı T.. M.. yönünden husumetten davanın reddi gerektiğini, bunun mümkün olmaması halinde ise davalı şirketin ikametinin bulunduğu yer Ankara olmakla Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ……….. EDAŞ Muğla Müessese Müdürlüğü cevap dilekçesinde; meydana gelen olayda davalı kurumlarının hiçbir kusur ve ihmali bulunmadığını, zira yangından hemen sonra 27.06.2005 tarihinde idarelerince talep edilen ve Milas Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/89 D.iş sayılı dosyasında yapılan tespitte alınan teknik bilirkişi raporunda yangının çıktığı söylenen hatlarda kopma olmadığı, hatlarda herhangi bir değişiklik yapılmadığı ve herhangi bir parça düşmediğinin tespiti ile yangının elektrik hatlarından çıkmadığına dair rapor verildiğini savunarak ,davanın reddini istemiştir.
Davalı M.. O.. cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 56.070,00 TL ağaçlandırma gideri ile 124.090,43 TL tazminattan oluşan toplam 180.160,43 TL’nin olay tarihi olan 25.06.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı M.. O.. ile davalı T.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı T.. M.. vekilinin tüm, davalı M.. O..’un sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.)
Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası’nın 58. maddesi gereğince; “…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur.” ( TBK .69. maddesi ). Belirtilen yasal düzenleme gereğince, davalı, zararlandırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluklar da gerçekleşmiş olacağından; bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
Somut olaya gelince; ……….. Köyü …………. mevkiinde ………. ve ………. numaralı bölmelerde 25.06.2005 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde toplam 180.160,43 TL orman idaresi zararının meydana geldiğinin ilgili hasar raporunda belirtildiği, yangının çıkış nedenine dair yapılan araştırma sonucu kolluk tarafından tutulan 11.07.2005 tarihli tutanakta ilgili yangının …………. Sitesi, ………. Sitesi ve ……….. Sitesi civarında bulunan çamlık ve makilik arazinin çevresinden geçen elektrik direklerinden çıktığının tespit edildiği, ……… sitesinde ikamet eden A. T. 27.10.2015’a ait evin önünde bulunan site çevre duvarının yakınındaki elektrik direğine bağlı telde ek bulunduğu, bu ekin rüzgarın etkisiyle birbirine çarparak ark yaptığı, telin birinin bu ark sebebiyle inceldiği, telde siyahlık oluştuğu, ark sonucu düşen kıvılcımların telin alt kısmında bulunan kuru otları yaktığı, yangının rüzgarın hızlı esmesi sonucu güneye doğru hızla yayıldığı, yangın sonucu 15 hektarlık alanın yandığı, bu yanan alan içinde orman arazisi ve birçok ziraat arazisi sahibi olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; meydana gelen olayda davalıların kusurlu oldukları belirtilerek, müteselsil sorumluluklarına karar verilmiş ise de; olay tarihinde TEDAŞ İşletme Müdürü olarak görev yapmakta olan davalılardan M.. O..’un Milas 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde sanık sıfatı ile tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu orman yangınına sebebiyet verme suçundan yapılan yargılaması neticesinde yangının enerji hatlarından çıkmadığı yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilerek olayda kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildiği, verilen bu kararın Yargıtay 3.C.D.’nin 11.04.2011 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu dosyada alınan ve hükme de esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde ise, davalılardan M.. O..’un kusur durumuna dair bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; davalı M.. O..’un meydana gelen olayda kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise ne olduğu ve kusur oranına dair ayrıntılı inceleme ve araştırma yapılması neticesinde hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: http://www.kazanci.com/